Blog Listem

Cumartesi, Şubat 06, 2016

EVRENİN KADERİ

Büyük Çöküş

Büyük Çöküş, evren biliminde Evren'in nasıl sonlanacağıyla ilgili üç olası senaryodan biridir. Bu üç senaryo, Rus bilim adamı Aleksandr Fridman (1888-1925) tarafından 1922 yılında ortaya atılmıştır. Büyük Çöküş Senaryosu'na göre Evren'in genişlemesi, kütle çekimi etkisiyle giderek yavaşlayarak, Evren'in genişleme hızı ve Evren'deki toplam kütle miktarına göre belirli bir gelecekte duracak ve daha sonra da içine çökmeye başlayarak başlangıç anındakine benzer bir tekilliğe dönecektir.

Büyük Donma veya ısı ölümü

Büyük Donma, Evren'in sürekli genişlemesi sonucu sıcaklığının mutlak sıfıra yaklaşmasıdır ve günümüzde bilim dünyasında en yaygın kabul gören teoridir. Benzer şekilde, ısı ölümü de Evren'in maksimum entropiye ulaşıp her şeyin eşit olarak dağıldığı ve hareketsiz hale geldiği bir sondur.

Büyük Çatırtı

Büyük Çatırtı, Büyük Patlamanın genişlemeyi başlatması gibi, Evren'in ortalama yoğunluğunun Evren'in genişlemesini durdurup kendi içine çökmesine neden olmasıdır. Sonucu bilinmemekle beraber, en basit tahmin Evren'deki bütün maddenin boyutsuz bir tekilliğe dönüşmesidir ama bu ölçülerde bilinmeyen kuantum etkiler de göz önünde bulundurulmalıdır. Bu senaryo, Büyük Patlamanın daha önceki bir Büyük Çatırtıdan sonra meydana gelmiş olabileceği fikrini beraberinde getirir. Bahsi geçen döngünün sürekli tekrar etmesi halinde salınan Evren modeli ortaya çıkar. Bu, her bir Evren'in Büyük Çatırtısı'nın bir sonraki Evren'in Büyük Patlaması olduğu, sonlu Evren'lerin sonsuz silsilesidir.

Büyük Sıçrama

Büyük Sıçrama, Evrenin genişlemesi durduktan sonra daralmaya başlayacak ve daralmayla birlikte tekrar Büyük Patlama meydana gelecek ve yeni bir evren oluşacaktır.

Büyük Yırtılma

Büyük bir ihtimalle kaynağı bilinmeyen kara enerji, Evren'i büyütmeye devam edecek. Fakat büyüyen Evren, nihayetinde muhtemelen bir yırtılma getirecek ki bu da muhtemelen bir karadelik olacak. Bu yırtık, yavaş yavaş Samanyolu çevresindeki galaksileri, daha sonra da Samanyolu Galaksisini yutacak.

Çoklu Evren

Evrendeki her etkileşim, temel parçacıklar küçük salınan sicimlerden ibaret. M-Teori’ye göre (Sicim Teorisi’nin uzantısı) bu sicimler zarlara (membrane ya da kısaca branes) bağlı olarak salınıp hareket edebiliyorlar ya da graviton (kütleçekimden sorumlu) gibi kendi üzerine kapalı sicimler olup zarlar arası gidip geliyorlar. Tüm bunların var olması için 10 uzay + 1 zaman olmak üzere toplam 11 boyuta gereksinim var (Yani Einstein’ın öne sürdüğü 3 Uzay + 1 zaman = 4 boyutlu uzay-zamana göre daha fazla uzay boyutu gerekli). Zarlar (membranes ya da kısaca branes) 3 ve daha fazla uzay boyutuna ve farklı topolojilere sahip olabilirler (küre, silindir ya da 3 boyutlu yüzey). Her bir zar esneyebilir ve içinde vakum enerji (karanlık enerji adayı) salınımları içerir. Aslında sicim teorisi ve onun uzantısı M-Teori doğada gözlemlediğimiz 4 ana kuvveti birleştirebilmek için kurulmuştur. Ancak kozmolojiye de doğrudan uyarlanabilir. Buna göre bizim evrenimiz 3 boyutlu bir zar evreni içindedir. Çoklu evrenler modeline göre içinde bulunduğumuz zar evreni ile diğer bir zar evreni birbirlerinden ufak bir boşlukla ayrılmış durumda olabilir ve böyle zar evrenleri sonsuz adet olup hiper bir uzay içinde birbirleri ile etkileşebilirler. Bu senaryoda big bang ya da büyük patlamaya aslında çarpışan ya da birleşen zar evrenler yol açmaktadır. Örneğin iki zar evren çarpıştıklarında sahip oldukları kinetik enerji sıcak radyasyona dönüşebilmekte ve bu radyasyon çarpışan her iki evreni de doldurmaktadır. Çarpışma sonrası birbirlerinden uzaklaşan zarlar içinde karanlık enerjinin etkisi altında genişleyen radyasyon ve sonrasında oluşabilecek madde soğumakta ve günümüz evrenini böyle bir zar içinde oluşturabilmektedir. Zarlar bu çarpışmaları trilyonlarca yıl aralıklarla yapabilirler ve tekrar tekrar büyük patlamalar gerçekleştirebilirler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder